İstanbul Kültür Üniversitesi’nde (İKÜ), 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla ‘Cumhuriyetin 100’üncü Yılında Eğitim ve Öğretmen’ temalı bir sempozyum düzenlendi. Öğretmenliğin öneminin ve yapay zeka ile evriminin nasıl olacağına yönelik görüşlerin bildirildiği panelde açılış konuşmasını gerçekleştiren İKÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alim Kaya, “Bir toplumun öğretmeni ne ise eğitimi ve geleceği de odur. Biz İstanbul Kültür Üniversitesi Eğitim Fakültesi olarak bu gerçeği biliyoruz. Bütün hedefimiz nitelikli öğretmen yetiştirebilmek. Öğretmenlerin, toplumların gerçek liderleri olarak onları gelecekte bekleyen olası riskler konusunda haberdar etmek ve gerekli önlemleri almak gibi uyarıcı bir görevi olduğuna da inanıyoruz” dedi.
İstanbul Kültür Üniversitesi’nin (İKÜ) Ataköy yerleşkesinde bulunan Akıngüç Oditoryumu ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen Cumhuriyetin 100’üncü yılında eğitim ve öğretmen’ temalı sempozyuma İKÜ Rektörü Prof. Dr. Fadime Üney Yüksektepe, İKÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alim Kaya, Milliyet Gazetesi yazarı Abbas Güçlü, İKÜ Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Meryem Demir Güdül, öğretmenler ve öğretmen adayları katıldı. Program İKÜ İşaret Dili Korosu’nun konseriyle başladı.
‘Yapay zekanın gelecekteki eğitim ve öğretmen rolleri üzerine olası etkileri’, ‘Yapay zeka ve geleceğin eğitimi veya eğitimin geleceği’ gibi başlıklarda birden fazla oturumla gerçekleşen sempozyumda yapay zekanın eğitimi nasıl şekillendirdiği konuşuldu.
REKTÖR PROF. DR. YÜKSEKTEPE: EĞİTİMİ ÇAĞDAŞ MEDENİYETE KAVUŞTURMAYI İLKE EDİNDİK
İKÜ Rektörü Prof. Dr. Fadime Üney Yüksektepe salonda bulunanların Öğretmenler Günü’nü kutlayarak sözlerine başladı. 24 Kasım 2023’ün önemli bir tarih olduğunu söyleyen Rektör Prof. Dr. Yüksektepe, “Eğitim fakültemizin 10’uncu yılını kutluyoruz aynı zamanda Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılı. Kültür Üniversitesi ve Kültür Okulları olarak Cumhuriyet bizim için ayrı bir yere sahip. Vicdanı hür, irfanı hür nesil yetiştirmek bizim için çok önemli. İstanbul Kültür Üniversitesi olarak eğitimi çağdaş medeniyete kavuşturmayı ilke edindik. Eğitimciliğin çocuklara sevgi ve saygı ile başladığını bilen, gençleri geleceğin mirasçısı olarak kabul eden eğitim anlayışımız fakültemizin eylemlerine ışık tutmaya devam ediyor. Geleceğin değerli öğretmenleri çok genç yaşınızda önemli bir seçim yaptınız. Gelecekteki kariyerinizi en içten dileklerimle kutluyorum, başarılı nice güzel gelecek nesiller yetiştirmenizi diliyorum” dedi.
DEKAN PROF. DR. KAYA: BÜTÜN HEDEFİMİZ NİTELİKLİ ÖĞRETMEN YETİŞTİREBİLMEK
İKÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alim Kaya, “Okullar ve eğitim sistemi toplumların çeşitli yönleriyle eğitim ihtiyacını karşılayan ve insan yetiştirme düzenekleridir. Öğretmenler ise bu sistemlerin hem planlayıcısı, hem yürütücüsü hem de değerlendiricisi kısaca baş aktörleridir. Hepimiz çokça şunu duyarız; bir milletin, bir toplumun öğretmeni ne ise eğitimi ve geleceği de odur. Biz İstanbul Kültür Üniversitesi Eğitim Fakültesi olarak bu gerçeği biliyoruz. Bütün hedefimiz nitelikli öğretmen yetiştirebilmek. Aynı zamanda öğretmenlerin toplumların gerçek liderleri olarak, onları gelecekte bekleyen olası riskler konusunda haberdar etmek ve gerekli önlemleri almak gibi uyarıcı bir görevi olduğuna da inanıyoruz. Aslında programımızı 3 ana ayak üzerine oturtmaya çalıştık. Birinci amacımız şuydu; sayın Abbas Güçlü ile bir eğitim muhasebesi yapmak. Yapay zeka artık teknolojinin son ulaştığı nokta. Yapay zeka teknolojisi ile eğitim nereye doğru ve nasıl evrim geçirecek, eğitimin geleceği ne olacak ? Bu konuda da sayın Doç. Dr. Aras Bozkurt hocamız bize bilgiler verecek” diye konuştu.
GÜÇLÜ: ÖĞRETMEN SİSTEMİNİ TÜMÜYLE DEĞİŞTİRMEK GEREKİYOR
Sözlerine Öğretmenler Günü’nü kutlayarak başlayan Milliyet Gazetesi yazarı Abbas Güçlü sosyal medyanın ve eğitimin değişiminden bahsederek, “Tahmin ediyorum ki önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde bugün ki sosyal medyanın hiçbirisi kalmayacak. Çünkü çöplüğe dönen bu sosyal medya ve arama motorları gidecek yerine daha akıllıları gelecek. Çünkü kendilerini yenileyemediler. Eğitim de aslında sosyal medya kadar hızlı büyüyüp gelişemese de son 100 yılda müthiş yol kat etti. Cumhuriyet ilan edildiğinde Türkiye Cumhuriyet’inde okullaşma oranı neredeyse yok gibiydi. Okuma yazma bilen yok gibiydi. Yine bir anekdot, yazdığım araştırmalarda vardı; latin harflerine geçtikten sonra öğretmen atamak isteniyor ancak o dönem eğitim fakültesi mezunu bulamıyorlar. Sonra lise mezunu olsun diyorlar, lise, ortaokul ve ilkokul mezunu da bulamıyorlar. En son geldikleri nokta; ‘okuma yazma biliyor olsun da gerisi önemli değil’ diyorlar ve bu kişiler öğretmen olarak sınıfa sokuluyor. O günden bugüne geldik şu an da 1 milyon öğretmen fazlamız var. Sanıyorum 15-20 yıl kadar önce öğretmen atamalarında bugün ki gibi 1 milyonluk birikim yoktu, eksiklik vardı. Çok hızla eğitim fakülteleri açıldı ve bu fakültelerin sayısı 10 yılda 3’e katlandı, öğrenci sayısı ise 5’e katlandı ve hiçbir aksiyon planı yapmadan öğretmen sayımızı çok şişirdik. Kariyer sisteminden başlayarak öğretmen sistemini tümüyle değiştirmek gerekiyor” dedi.
GÜDÜL: CUMHURİYETİN 100’ÜNCÜ YILINDA EĞİTİMLE İLGİLİ BİR BAKIŞ AÇISI SUNMAK İSTEDİK
İstanbul Kültür Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Meryem Demir Güdül, “Bildiğiniz gibi bugün 24 Kasım, Öğretmenler Günü’nü kutluyoruz. Bu günümüzü özel kılan günlerden birisi de Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı olmasıdır. Bu bağlamda biz öğrencilerimize Cumhuriyetin 100’üncü yılında eğitimle ilgili bir bakış açısı sunmak istedik. Bunu da sayın Abbas Güçlü’nün konuşmalarıyla gerçekleştirmeyi hedefledik. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını kutlarken bir taraftan da yapay zeka dönemi içerisindeyiz. Onun da eğitime yansımaları ve gelecekte öğretmen rolünün nasıl olacağını tartışmak üzere Doç. Dr. Aras Bozkurt’un uzmanlık alanı olan yapay zeka ve eğitime yansımalarını konuşacağız. Böylelikle öğretmen adayı öğrencilerimizin gelecekteki yapay zekanın etkilerinin şimdiden farkında olmaları ve bunları eğitim süreçlerine yansıtmalarını hedefliyoruz. Tabi ki bugünün coşkulu bir yanı da var bu nedenle biz ilham veren öğretmenleri de üniversitemize davet etmek istedik. Alanında farklılıklar yaratan ve bunlar sonucunda da çeşitli ödüller almış öğretmenlerimizi de öğrencilerimizle buluşturarak öğrencilerimizin eğitim ve öğretmenlik yaşamı ile ilgili ufuklarını açmak, onlara ilham vermek ve tüm zorlu koşullara rağmen etkili bir öğretmen olmak nasıl bir şeydir ona yönelik bir farkındalık sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“YAPAY ZEKAYI ETKİLİ BİR BİÇİMDE KULLANMAK OLDUKÇA ÖNEMLİ”
Yapay zekanın günlük yaşamın her alanına dahil olduğunu söyleyen Güdül, “Eğitim de bunun temel alanlarından birisi olacak. Eğitimin içerisine yapay zekayı dahil etmeli ve bunu eğitim süreçlerimiz içerisinde aktif bir şekilde kullanmalıyız. Hem çok kolaylaştırıcı bazı alanlarda da işimizi çok hızlandırıcı bir rolü varken bir taraftan da çeşitli riskler ve etik sorunlar barındırıyor. Her iki durumun da farkında olmalıyız. Etik sorunlarımızı ve risklerimizi kontrol ederek etkili bir biçimde kullanmak oldukça önemli” diye konuştu.